Avrupa Birliği, Orta Doğu ve Afrika’ya yönelik emperyalist müdahalelerde yer almaktadır. Bu nedenle bu ülkelerin yıkımında ve ardından gelen göç ve mülteci dalgasında AB’nin de ABD emperyalizmi kadar payı vardır. AB’nin hümanist yüzü dağılmış durumda çünkü AB, göçmenlere ve mültecilere insanlık dışı muamele ediyor: Onlara saldırıyor, temel insan ve işçi haklarını reddediyor, onları aşağılıyor, en temel insani ihtiyaçlarını yok sayarak göçmenlik karşıtı yasalar çıkartıyor, göçmenleri toplama kamplarına tıkıyor. Bu politikalar ise aşırı sağın, ırkçılığın, milliyetçiliğin ve İslamofobinin yükselişine destek oluyor.
Sonuçlar:
1) AB’nin Orta Doğu ve Afrika’daki emperyalist müdahalesi derhal son bulmalıdır. Orta Doğu ve Afrika halkları kendi kaderlerini çizebilir.
2) Daha iyi bir yaşam ve onurlu bir hayat talep eden kitle ayaklanmalarıyla dayanışma gereklidir.
3) Göçmenler ve mültecilerle dayanışma! Ne işsizliğin ne de krizin sorumlusu göçmenlerdir. Onlar bizim sınıf kardeşlerimizdir.
4) Kahrolsun, göçmenleri dışarda bırakma projesi olan “Avrupa Kalesi”!
5) Göçmenlik karşıtı tüm yasaların ve AB ile Türkiye arasındaki gibi tüm sınırlayıcı anlaşmaların iptali.
6) Toplama kampları kaldırılmalıdır.
7) Tüm sınırlar açılmalıdır.
8) Hareket özgürlüğü, ikamet hakkı ve herkese iş.
9) Tüm insan hakları ve emek hakları herkese uygulanmalıdır.
10) Trump’ın duvarına hayır! Göçmenlere, Latin Amerika ve dünya halklarına yönelik tüm baskı politikalarını reddediyoruz.