“Bir bütün olarak dünya politik durumu, esas olarak, proletarya önderliğinin tarihsel bunalımıyla karakterize olmuştur”. (Leon Troçki, Geçiş Programı)
Yeni milenyuma gireli neredeyse yirmi yıl oldu ve uluslararası durum, emperyalist kapitalist sistemin kriziyle belirlenmiş bulunuyor. Sistemin çöküşü hem merkez hem de çevre ülkelerde görünür durumda. Bu ülkelerin çoğunda sağ ya da sol eğilimli görünümlere sahip güçlü siyasi kutuplaşmalar meydana geldi. Bu kutuplaşma, dünyanın dört bir yanında, bütün kıtalarda yüz milyonların yaşam koşullarını hedef alan ciddi bir emperyalist ekonomik saldırıya karşı işçilerin, halkların, kadınların ve gençlerin verdiği önemli mücadelelerle ortaya çıktı.
Yeni bir bolluk çağının yaşanması şöyle dursun, emperyalist kapitalizm belirgin bir gerileme dönemi yaşıyor. 90’lı yıllarda Doğu Avrupa’da gerçekleşen restorasyona, Çin’in dünya kapitalist sistemine yeniden girişine ve dünya çapında sürdürülen ekonomik karşı-saldırılara rağmen; Emperyalist kapitalizm, ne yeni bir uzun erimli büyüme çevrimini ne de üretici güçlerin gerçek bir gelişiminin önünü açacak niteliksel bir birikim sıçramasını başarabildi. Hatta tam aksine, küresel kriz ve onun ekonomik karşı-saldırısıyla birlikte, gezegendeki yaşam koşulları gittikçe kötüleşiyor. Bu fenomen, 2008 krizinden bu yana bağımlı ülkelerin yanı sıra merkez ülkelerde de giderek gün yüzüne çıkmaya başladı.
Kapitalist sistem; ekonomik krizlerin, emperyalist savaşların ve yükselen sınıf mücadelesinin üstesinden gelme kapasitesine sahip olmadığını sık sık gösteriyor. Emperyalist sistem işçi haklarına ve demokratik özgürlüklere saldırıyor, etnik ve dinsel katliamları kışkırtıyor, işgaller örgütlüyor ve gezegeni yok oluşa sürüklüyor; krizleri ve durgunlukları aşmaya çalışmaları için cinsiyetçi, homofobik, milliyetçi, muhafazakâr ve otoriter kapitalist liderleri iktidara getiriyor.
1991’de SSCB’nin yıkılmasının ardından piyasanın ve liberalizmin nihai zaferi ilan edilmiş, tarihin ve sınıf savaşımının sonu ile ilgili tezler tartışılmaz doğrular olarak kabul edilmişti. Büyük şirketlerin, uzun dönemli kar oranlarının düşme eğilimi nedeniyle üretken sermayenin spekülasyona kaymasının ardından ABD’de finans balonun patlaması ile kendisini açığa vuran 2007-8 krizi tarafından bu tezler çöpe atılmış oldu. O kriz başladıktan on yıl sonra dahi, kapitalistler bizi yeni felaketlere sürüklüyorlar.
Bu rotayı tersine çevirmek en üst düzeyde önem taşıyor çünkü bir sonraki dönemde sınıf savaşının belirleyici mücadeleleri daha da yayılacak ve sertleşecek. Sömürülen işçiler, gelecekleri çalınan gençlik ve sınıf savaşımının büyük dalgalanmalarında başrolü oynayan kadınlar, sistemin çarkları tarafından ezilmeyi kabul etmeyeceklerdir. Öfkeleri, protestoları ve radikallikleri kaçınılmazdır. Bunlar olurken emperyalist kapitalizmin, otoriterlik ve baskıya olan eğilimi de güç kazanacaktır. Giderek kutuplaşan bir dünyaya tanıklık ediyoruz. Proletaryanın devrimci mücadelesini ilerletmek ve devrimci bir liderlik yaratmak adına faydalanmamız gereken yeni fırsatlar kendisini gösterecek. Önümüzdeki tarihsel süreçte gerçekleşebilecek bir yıkım tüm insanlık kültürünü tehdit edebilir.
Enternasyonal devrimci önderliğin stratejik görevi kapitalizmi reforme etmek değil, onu alaşağı etmektir. Bu sebeple, devrimci önderliğin siyasal hedefi, iktidarın proletarya tarafından burjuvaziyi mülksüzleştirmek üzere ele geçirilmesi ve bir işçi demokrasisi rejiminin kurulmasıdır. Ne var ki, bu stratejik görevin başarıya ulaşması, taktikler sorununa büyük önem verilmeden imkânsız olacaktır. Proletaryanın tüm kesimleri, bütün tabakaları, meslek grupları ve ittifak grupları devrimci harekete çekilmelidir.
Enternasyonalist Devrimci Alternatifi Güçlendirmek
Devrim öncesi bir durumu devrimci duruma dönüştürme yolundaki baş engel, reformist liderliklerin rolüdür. Reformizm, küçük burjuvazinin büyük burjuvazi karşısındaki korkaklığı ve büyük burjuvazinin ölüm döşeğindeyken bile başında bekleyen sadık dostudur. Bütün ülkelerde proletarya derin bir huzursuzlukla kaplı. Kitleler tekrar ve tekrar devrim yoluna giriyor. Fakat her seferinde bürokratik mekanizmalar tarafından engelleniyorlar.
Kapitalizmin krizi, çoğu durumda, kitlelerin sola kaymasına neden olur. Ancak devrimci liderliğin krizi nedeniyle, bu dalga; sendika bürokrasisinin, sol popülizmin ve neo-reformizmin dalgakıranına çarpar. Trump hükümetinin reddedilmesi bağlamında Sanders’ın ve Brexit krizinin ortasında Corbyn’in yükselişi gibi örneklerde bunun net ifadesi görülmektedir. Corbyn ve Sanders, sistemle uzlaşmak için politikalarını ılımlı hale getirdiklerinden sağa kaydılar. Bu hızlı sağa kayış, mücadelenin öncü kesimlerinin onları hızlı bir biçimde test etmesini de sağlamış oldu. Şayet devrimciler bu kesime yönelik aktivist bir politika üretirse bu kesimin devrimci sola doğru kayarak ileri bir pozisyona gelmelerinin olanakları olacaktır.
Fransa’da Komünist Parti ve Melenchon’un Sarı Yelekliler hareketi konusunda bocalaması Macron ve Le Pen’e yarıyor. Almanya’da, Die Linke Sol Parti’nin neo-liberalizme kayışı, aşırı sağcı AfD’nin önünü açıyor. Benzer şekilde, İtalyan Rifondazione Comunista, sokakları sağcı popülist 5 Yıldız Hareketi ve aşırı sağcı Kuzey İttifakı’na bıraktı. Yunanistan’da Euro-komünizmi benimseyen Syriza, burjuvazinin kurtarıcısı oldu. Brezilya’da PT hükümeti yarı faşist Bolsonaro’nun zaferini mümkün kıldı. Arjantin’de Kirchnerism, Macri’ye giden yolu açtı. Venezuela’da, Maduro hükümeti emperyalizm yanlısı Guaido’yu besliyor. Hindistan’da, Stalinist reformist partiler [HKP ve HKP(M)] otoriter sağcı popülist Modi’nin zeminini hazırladı. Bu örneklerin de dâhil olduğu pek çok benzer durumda reformist partiler, sosyal kesinti paketlerinden ve özelleştirmelerden oluşan neo-liberal politikaları destekledi. Güçlü bir devrimci sosyalist alternatifin yokluğunda, kitlelerin öfkesi ve hayal kırıklığı, sağın ve aşırı sağın büyümesine izin verdi. Kitle hareketinin önderliğini kazanmak için mücadele ederken bu güçlerle kavga etmeden ve onları yenmeden, kapitalist krizi sosyal devrime dönüştürmek mümkün değildir.
Bu bağlamda, Bolşevik Parti modelini reddetmek, Birleşik Sekreterya (USFI) ve diğer güçlerin önerdiği gibi reformcu kuvvetlerle büyük kitlesel partilerin kurulmasını kalıcı bir strateji olarak kabul etmek, reformizme uyum sağlamaktan başka bir şey değildir. Aksine, devrimci sosyalistlerin birliği kendisini reformist ve merkezci soldan ayırmalıdır. Aynı zamanda, belli bir etkiye sahip oldukları her yerde mücadelenin ilerlemesinin ve devrimci liderliğin önüne engeller koyan şüpheci sekterlerle de yollar ayrılmalıdır. Bu, belirli durumlarda gelişebilecek farklı süreçler için uygun taktikler benimsememek anlamına gelmez, ancak bu taktikler her ülkede strateji haline getirilemez veya devrimci partilerin inşasıyla çelişemez.
Aynı zamanda, bazı eğilimlerin taşıdığı kusurların üstesinden gelmek de gereklidir. Diğer ülkelerdeki kardeş partilerin tek bir ana partiye tabi olmasına dayanarak enternasyonal bir akım oluşturmak mümkün değildir. Ki bu yöntem enternasyonalizme de aykırıdır. Farklı geleneklerden gelmemize rağmen, dünyanın devrimci Marksistleri olarak politik ve ideolojik ilkeler ve eylem ilkelerinin arkasında birleşmeliyiz. Tartışmaların olmadığı ya da farklılıkların ifade edilmediği bir uluslararası birlik, diyalektik ve devrimci praksise aykırı bir tür ulusal bürokratizmin ifadesidir. Kendimizi kardeşçe tartışmalar çerçevesinde temellendirmeli, siyasi hattımızı sınıf mücadelesinde test edip bu süreçten öğrenmeliyiz. Ancak ortak ilkeler etrafında birleşerek, dünya sınıf mücadelesinin somut problemlerine karşı mücadele için araçlar geliştiren ve bu taleplere yönelik enternasyonalist kampanyalar ören enternasyonal bir örgüt gerçek bir ilerleme kaydedebilir.
İnsanlığın tarihsel krizi devrimci liderliğin krizine indirgenmiştir. Bugün, devrimci sosyalistlerin temel görevi; kitlesel etkiyle sürekli eylemliliği örgütleyen devrimci partiler inşa etmek, işçilerin kendi iktidar aygıtlarının kuruluşu ve burjuva iktidarın yok edilmesidir. “Yeni Çağ” adına bu görevleri yadsımak devrimci öncüyü silahsız bırakmak demektir. Aynı zamanda, Leninist parti sadece ulusal ölçekte inşa edilemez. Proletarya enternasyonalizmi soyut bir kavram değildir; enternasyonalizm, gerçek bir dayanışma ve mücadelenin ifadesidir.
Sosyalist bir gelecek kavgasını birlikte göğüslemek üzere örgütleri ve aktivistleri bu yeni enternasyonale dâhil olmaya çağırıyoruz. Ortaya koyduğumuz program, bu stratejiye hizmet etmektedir.
- İşçi Sınıfının Hakları İçin
*Bütün kesinti paketlerine karşıyız.
*İşsizliğe karşı: ücretlerde kesintisi olmaksızın iş saatlerinin kısaltılması ve yeniden dağıtılması, işten çıkartma ve açığa almanın yasaklanması; sözleşmelere aykırı hareket eden şirketlerin işçi kontrolü altında kamulaştırılması.
*Düşük ücretlere karşı: Asgari ücretin geçim maliyetine eşitlenmesi, tüm işçilere güvenceli iş ve yaşanabilir emekli aylığı.
*Bütün esnek çalışma saldırılarına karşı: Bütün işçi karşıtı anlaşmaların iptali. Tüm işçiler için kalıcı istihdam. Emeklilik yaşının yükselmesi ve emeklilik sisteminin özelleşmesine karşı; sosyal yardım programlarının yaşanabilir ücrete sahip iş hakkına dönüştürülmesi için mücadele.
*Ücretlerde toplumsal cinsiyet eşitliği, istihdamda eşitlik için.
*Fabrikaların muhasebe defterlerinin yayınlanmalı ve üretim üzerinde işçi kontrolü oluşturulmalıdır.
*İşçi bürokrasisine karşı işçilerin demokrasisi için mücadele: Devlet müdahalesi olmadan örgütlenme özgürlüğü, meclislere karar verme yetkisi, işçiler arasından seçilmiş müzakereciler, sendika seçimlerinde tüm bileşenlerin oy oranlarına göre sendika yönetimine katılımı, sendika görevlilerinin iki dönem sonunda değişimi. Yeni, militan, sınıfçı ve demokratik bir emek liderliği!
*Sınıf uzlaşmasına karşı: Grev komiteleri, grev gözcülüğü, örgütlü öz savunma güçleri, bölgeler arası ve sendikalar arası koordinasyon ve bir mücadele yöntemi olarak aktif genel grevler.
- Kadın Hakları İçin ve Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı
*Cinsel şiddete ve kadın cinayetlerine hayır! Kadın örgütlerinin kontrolünde mağdurlara bedava sığınma desteği, mülteci merkezleri ve kurbanlara sosyal destek sağlamak üzere acil bütçe.
*Cinsiyet ve cinsel yönelim çeşitliliğine dayanan kapsamlı bir cinsel eğitim. Ücretsiz halk sağlığı.
*Halk sağlığı sisteminin bir parçası olarak yasal, güvenli ve ücretsiz kürtaj. Kürtajın halihazırda yasal olduğu ülkelerde kısıtlamaların kaldırılması. Ücretsiz doğum kontrolü. *İnsan ticaretine, pezevenkliğe ve devletin suç ortaklığına hayır. Fuhuş mağdurlarının yeniden topluma kazandırma programları, fahişeliği bırakmak isteyenler için iş alternatifleri ve fahişeler için toplumsal haklar.
*LGBT İ bireylere yönelik her türlü ayrımcılığa hayır! Eşit haklar için mücadele, trans bireylere istihdam kotası.
*Ücretsiz ev içi emeğin tanınması ve bu işlerin ailenin sırtından alınarak toplumsallaştırılması. Kadınlara emeklilik hakkı. Gündüz ve akşam okulları; kamusal okul öncesi kurumları ve kreşler; yemekhanelerin, çamaşırhanelerin ve yaşlı bakım evlerinin kurulması.
*Laik bir devlet için, bütün
ayrıcalıkların, dini kurumlara, özel eğitime ve dini eğitime verilen devlet
yardımlarının ortadan kaldırılması. Her türlü köktendinciliğe karşı mücadele.
- Gençliğin ve Halkın Hakları İçin
*Nitelikli okul yemeği ve bursla beraber her seviyede parasız, laik, zorunlu eğitim. *Güvencesiz staj programlarına hayır! Gençlik emeğinin topluma kazandırılmasına yönelik programlar.
*Üniversitelere girişte engellerin kalkması, üniversite özerkliği ve akademik özgürlük. Üniversitenin, öğrenci çoğunlukla beraber yönetilmesi, doğrudan seçimler ve bütün yöneticilerin geri çağırılabilir olması. Şirketlerin müdahalesinden özgürleşmiş, bağımsız, kamusal, bilimsel ve teknolojik araştırmalar.
*Gençlik üzerindeki polis şiddetine ve yoksul mahallelerin militarizasyonuna karşı mücadele.
*Parasız sağlık sistemi ve kamusal ilaç üretimi.
*Arazilerin tek elde yoğunlaştırılmasına ve köylülerin / küçük çiftçilerin topraklarının toprak sahipleri ve şirketler tarafından yağmalamasına karşı mücadele! Toprak reformu ve büyük toprak sahiplerinin mallarına el koyulması, arazinin yeniden dağıtılması ve çiftçiye ucuz kredi.
*Göçmenlere ve mültecilere yönelik her türden ayrımcılığa karşı mücadele: Kaçak göçmenlerin yasal hakların tanımalı ve göçmenlere yönelik sosyal içerme programları düzenlenmelidir.
*Irkçılığa, etnik/dini azınlıklara
ve yerli halklara yapılan zulme karşı mücadele! Yaşayageldikleri toprakların
yerli halklara iadesi ve dillerine ve kültürlere saygı.
- Ezilen Halkların Kendi Kaderini Tayin Hakkı ve Sosyalist Birlik İçin *Katalonya ve Bask gibi, bağımsızlık ve ayrılık istekleri de dâhil olmak üzere, ulusların kendi kaderini tayin hakkı için mücadele.
*Kürt halkının ulusal özgürlük hakkı tanınmalıdır.
*NATO, ABD ve müttefiki gerici diktatörlükler ile Rusya’nın Ortadoğu’ya müdahalesine karşı mücadele.
*Siyonist İsrail Devleti’ne karşı; Kudüs’ün başkent olduğu demokratik, birleşik, laik, ırkçı olmayan bir Filistin’i savunuyoruz. Ortadoğu’da tüm diktatörlüklere hayır!
Türkiye’de Erdoğan diktasına hayır!
*Mevcut sömürgeler bağımsızlığına kavuşmalıdır.
*Kapitalist MERCOSUR’a hayır! Latin Amerika işçilerinin ve halklarının birliği için mücadele!
*Rusya ve ABD’nin Ukrayna’ya ve
diğer eski Sovyet cumhuriyetlerine müdahalesine hayır! *Latin
Amerika ve Karayipler, Kuzey Afrika, Güney Afrika, Ortadoğu, eski Sovyetler
Birliği bölgesi, Güney Doğu Asya ve Hint yarımadası bölgelerinin/ kıtalarının
demokratik sosyalist cumhuriyetlerinin özgür birliği için.
- Tüm Emperyalist Müdahalelere ve Tahakküme Karşı
*Yasadışı ve hileli dış borçların sosyal denetimi, ertelenmesi, feshi ve hükümsüzleştirilmesi için mücadele.
*Özelleştirilmiş kamu hizmetlerinin işçilerin ve kullanıcıların denetiminde tazminatsız bir şekilde kamulaştırılması için mücadele.
*NAFTA’nın, serbest ticaret anlaşmalarının ve halkları emperyalizme bağlayan tüm emperyalist paktların iptali için.
*ABD’nin Küba ablukasına hayır. ABD’nin Afganistan’dan, Irak’tan ve Suriye’den elini çekmesi için mücadele. Emperyalistler Malvinas, Guantanamo, Ceuta, Melilla ve diğer ülkelerdeki kuşatma bölgelerinden ve askeri üslerden çıkarılmalıdır.
*Haiti, Kıbrıs, Rojava, Yemen ve diğer ülkelerdeki yabancı birliklerin varlığına karşı mücadele.
*Avrupa Birliği ve Avrupa Merkez Bankası’na karşı mücadele. İşçilerin ve halkların Avrupa’sını yaratacağız.
*Finansal (IMF, Dünya Bankası, IDB), ticari (DTÖ, OECD), siyasi (BM) veya askeri (NATO) emperyalist çokuluslu örgütlere ve bunların yağma ve kesinti programlarına karşı mücadele.
*ABD’nin Kuzey Kore’ye tehditlerine ve Güney Kore’ye müdahalesine hayır! Güneydeki ABD yanlısı kukla rejime ve Kuzey’deki totaliter bürokrasiye karşı mücadele. Birleşik bir sosyalist ve demokratik Kore.
*Çin’in emperyalist politikalarına ve onun Stalinist kapitalist restorasyonu hükümetine karşı mücadele.
*Emperyalist savaşlar, askeri darbeler, ekonomik krizler, iç savaşlar vb. gibi olağanüstü dönemlerin ardından, burjuvazinin çıkarlarını güvence altına alan “normalleşme” yerine işçi sınıfının devrimci çözümleri için mücadele.
*Devrimci partinin burjuva ve
küçük burjuva güçlerden siyasal ve örgütsel bağımsızlığı için mücadele (örneğin
Kemalizm, PKK, Peronizm).
- Demokratik Hakların Savunulması
*Monarşilere, askeri-sivil diktatörlüklere, tek-parti rejimlerine, senatoya ve bütün diğer anti-demokratik kurumlara karşı. Özgür seçimlere, burjuva liberal parlamenter sistem aldatmacasına düşmeden, destek.
*İşçi sınıfı kendini burjuva demokrasisiyle sınırlandıramaz. Demokratik hakları tam anlamıyla garantilemek için tek çözüm sosyalizme ulaşana kadar sürekli devrimdir.
*Eksiksiz bir ifade, örgütlenme ve eylem özgürlüğü için. Soykırım suçlularının yargılanması ve ömür boyu hapis cezası.
*Bağımsız, halkçı ve işçi sınıfının alternatif medyasının yaygınlaşması ve yasallaştırılması için mücadele.
*İşçi sınıfı ve halktan siyasi eylemcilere yapılan zulme karşı mücadele. Siyasi mahkumların özgürlüğü için.
*Yolsuzluk ve/veya yetki kötüye kullanımı ile suçlanan herhangi bir kamu görevlisini soruşturmak için bağımsız soruşturma komisyonu kurulmalıdır
*Halkın ülkeyi yeni temellerde nasıl yeniden düzenleyeceğine demokratik bir şekilde karar vermesi için egemen ve özgür bir Kurucu Meclis seçimi. İşçilerin ve halkın katılımına dayanan kurucu süreçlerin desteklenmesi.
*Adalet sisteminin demokratikleştirilmesi için: hakim ve savcıların genel oyla seçilmesi, sınırlı yetkiye sahip olması ve geri çağırılabilir olması ve mahkemelerin halk jürileri eşliğinde gerçekleşmesi.
*Silahlı güçler, polis, güvenlik
ve istihbarat teşkilatları gibi baskı aygıtlarının yürürlükten kaldırılması.
Demokratikleşme, halk tabakalarının örgütlenmesi ve halkın öz savunması ve
silahlanması için mücadele!
- Doğanın Yıkımına Karşı Sosyalizm
* Pazar ekonomisinin anarşisi kâra, işçilerin sömürüsüne ve uluslararası şirketlerin doğal kaynakları yağmalamasına dayalıdır. İnsan ihtiyaçlarına ve doğanın korunmasına dayanan, demokratik bir biçimde planlanmış bir ekonomi için.
*Ekstraktivzme, su, hava ve toprak kirliliğine karşı. Açık madencilik, hidrolik kırılma (fracking), faaliyetlerinin ve tarımsal zehirlerin yasaklanması.
*Doğayı kirleten endüstrilerin dönüştürülmesi ve bu alandaki işgücünün yeniden yapılandırılarak iş ve ücret garantisinin devlet tarafından güvence altına alınması.
*Küresel iklim değişikliğine karşı gaz salınımının nitelikli ve acil olarak azaltılması ve nihai olarak sıfırlanması.
*Var olan nükleer ve hidrokarbon enerji sistemlerinin toplumsal kontrol altında temiz ve yenilenebilir enerjiye dayanan bir modele dönüştürülmesine dair planlama.
*Çarpık kentsel gelişmeye ve
ormansızlaşmaya karşı mücadele. Buzulların ve diğer temiz su kaynakları
korunsun.
- İşçi Devletleri, Rejimleri ve Hükümetleri İçin
*Hangi formda olursa olsun (diktatörlük, demokrasi vs.) burjuvazinin çıkarlarını temsil eden burjuva devletin yıkılması ve işçi devletinin kurulması için mücadele.
*Burjuvaziye ve emperyalizme karşı verilecek savaşımın ateşiyle yaratılabilecek ve yalnızca işçi sınıfının demokratik şekilde örgütlenmiş kendi aygıtlarıyla oluşabilecek, gerçek bir demokratik rejim.
*Maddi önlemler için acil ekonomi planı: toprak reformu, dış borç ödemelerinin sonlanması, bankaların ve dış ticaretin kamulaştırılması vb.
*İşçilerin ve halkların hükümeti, devrimi kendi ülkesinde güçlendirmek ve dünyaya yaymak için mücadele eder.
*Ne Maduro’nun popülist burjuva
milliyetçisi hükümeti, ne Eva’nın, ne eski Correa ve Lula- Dilma hükümetleri,
ne de Yunanistan’da Syriza ve İspanya’da Podemos’u kendi hükümetlerimiz olarak
görüyoruz.
- Enternasyonal Sosyalizm İçin
Kriz içindeki kapitalizm bütün dünyada kitlelere artan oranda açlık ve sefillik, savaş ve sömürgecilik, baskı ve cinsiyetçi şiddet, doğanın tahribatı ve barbarlık getirmektedir. Hatta kapitalizm, insanlığın varoluşunu tehlikeye sokmaktadır. Sadece doğası gereği adaletsiz, vahşi ve %1’in menfaatleri üzerine kurulu bu düzenin yok edilmesi ve yerine sömürüsüz ve baskısız sosyalist bir toplum kurulmasıyla insanlık için yeni bir ilerleme çağı başlayabilir. Bu amaca ulaşma yolunda öncülük işçi sınıfında olmalıdır. İşçi sınıfının önderliği; kadın, gençlik ve diğer halk kesimlerinin mücadelesini de içine alarak kapitalizmi ve tüm ülkelerdeki suç ortaklarını yenene ve ülkelerdeki ekonomik ve siyasi iktidarı ele geçirene kadar ilerlemelidir!
İşçiler, serbest piyasa ekonomisi ve özel mülkiyetin restorasyonu ile sonlanan ve “reel sosyalizm” denerek yanlış bir biçimde adlandırılan bürokratik totaliterliğin yolundan gitmeyecektir. İşçi demokrasisi geniş özgürlüklerin olduğu bir politik rejimi uygulamaya koyacaktır. Aynı zamanda, şirketlerin ve üretim araçlarının kamulaştırılması ve üretimin demokratik yeniden örgütlenmesi, işçi sınıfının ve halkın ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli olan ekonomik planlanmaya izin verecektir. Enternasyonalist dayanışma ve karşılıklı saygı emperyalist yağmanın yerini alacaktır. Dünyanın her yerinde baskıcılara karşı devrimci mücadeleleri desteklemek ve son kertede kapitalizmi def etmek, sosyalizmin dünya çapında inşası için bir zorunluluktur.
- Devrimci Partileri ve Devrimci Enternasyonali Kurmak
SSCB deneyimi, küresel kapitalist saldırganlık karşısında dünyanın üçte birlik bir toprak parçasında burjuva mülkiyeti kamulaştırsa da devrimin yayılamaması nedeniyle üretici güçlerin gerilemesini tersine çeviremedi. Bu nedenle, gerçekleşen büyük değişimlere rağmen, hala 1914-1917 arasında başlayan “kriz, savaş ve devrimler” çağındayız. Troçki’nin objektif ve sübjektif faktörlerin kombinasyonunu yansıtan bu sözü geçerliliğini koruyor: “İnsanlığın krizi, devrimci liderliğin krizidir.” Bu yüzden başlıca görevimiz, Geçiş Programı ve Sürekli Devrim Teorisi’nden temellenen, işçi sınıfının, gençliğin ve kadınların öncüsü olacak devrimci ve demokratik merkeziyetçi bir parti inşa etmektir. Bu amacı gerçekleştirmek üzere; eylem birliği, devrimci birleşik cepheler, geniş antikapitalist partiler ya da cepheler gibi farklı taktikleri hayata geçirmek zorunludur. Devrimci parti inşasını daima belirsiz bir geleceğe erteleyenler ve sol adına yeni fırsatları avantaja çevirmek üzere geniş taktikleri reddeden sekterlere karşı mücadele edilmelidir. Bugün dünya çapında devrimci sosyalistlerin karşı karşıya olduğu zorlu görev budur. Devrimci partiler ve devrimci bir enternasyonal kurma stratejisini paylaşan herkesi birleştirmek üzere yeni bir enternasyonal akım kuruyoruz.