1. Dünya Savaşı’ndan sonra Kürdistan dört parçaya ayrılmıştır; Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Bölünmeden sonra, ezilen Kürt halkı her bölgede defalarca isyan etti. Bütün bu bölgelerde Kürt halkı milliyetçi burjuva devletler tarafından katledildi. Şu ana kadar, Kürt halkı için hiçbir şey değişmedi ya da çok az şeyin kazanıldığını söyleyebiliriz.
Barzani bağımsızlık referandumu yapmaya kalkıştığında, Irak hükümeti Kürt bölgelerine saldırdı ve kimse Barzani’yi desteklemedi. Kürt halkının büyük fedakârlıklarla elde ettiği bütün kazanımları buharlaştı. Referandum kararının hemen öncesinde, Barzani müttefikleri Peşmerge güçlerini IŞİD’e karşı savaşırken alkışlıyorlardı. Ancak emperyalistler, Kürt Peşmerge kuvvetlerini tarihte birçok davada olduğu gibi kolayca sattı. Sosyalistler, gerici bir toprak ağası ve emperyalizmin müttefiki olan Barzani’yi destekleyemez. Ancak, ilkesel olarak, Kürtlerin bağımsızlık için referandum yapma haklarını savunuruz.
Türkiye’nin yönetimi altındaki Kürt ulusal hareketinin ise farklı bir tarihi vardır. Bu hareket, 1968 radikal öğrenci hareketinin içinden çıktı. Bu sebepten, Türkiye’de, Kürt hareketi milliyetçi-sosyalist bir kökene sahipti. Fakat hareket zamanla, sağa doğru kaydı ve feodalizm karşıtı, antikapitalist ve antiemperyalist konumlarını terk etti. Bugün Kürt hareketinin, demokratik cumhuriyet ve radikal demokrasi için liberal kapitalistleri, AB’yi, ABD’yi ve Türkiye’nin sol güçlerini içeren bir cephe kurma politikası vardır. Bu yüzden sosyalistler, Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını desteklemeli ancak Kürt hareketinin kurduğu sınıflar üstü demokrasi cephesinden bağımsız kalmalıdır.
Kürt halkı, davası için çok ağır bedeller ödedi. Bu bedeli ödeyenlerin büyük kısmı yoksul Kürtlerdir. 1990’larda kanlı bir iç savaş yaşanmıştır. 2016 yılında da bazı şehirlerde Kürt güçleriyle Türkiye devleti arasında şehir savaşları yaşamıştır. Bu savaş tam bir katliamdır. Halen Kürt hareketi üzerinde ağır bir devlet baskısı sürmektedir. Kürt halkı, Rojava’da tarihsel bir kazanım olarak kendi kaderini tayin etme hakkını elde etmiştir. Ancak bu kazanımların istikrarı garanti edilemez çünkü buradaki Kürt siyasi varlığı kendi başlarına ayakta kalamaz. ABD emperyalizmi Rojava’yı Irak’ta olduğu gibi yüz üstü bırakırsa, Kürt hareketi Rojava’da da hayatta kalamayacaktır. Ayrıca, tarihe bir bakacak olursak, ABD’nin çıkarları değiştiğinde, Kürtleri yalnız bırakmaları şaşırtıcı olmayacaktır.
Kararlar:
- Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını savunuyoruz.
- Kürt halkıyla beraber baskılara karşı dayanışma eylemleri gerçekleştireceğiz.
- Birleşik Sosyalist Orta Doğu Federasyonu için uluslararası sınıf mücadelesinin bir parçası olacak olan ve sosyalist bir Kürdistan için savaşacak bir Kürt Marksist partisi kuracağız.