- 28 Ocak Salı günü ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Trump’ın göreve geldiği günden beri Filistin çatışmasını “çözmek” için hazırlıklarını yaptığı “Yüzyılın Anlaşması” nın ayrıntılarını açıklandı. Ortada herhangi bir anlaşma yoktur; ABD büyükelçiliğini Kudüs’üe taşıdığından bu yana her türlü müzakereyi boykot eden Filistinlilere yönelik tek taraflı dayatılan teslimiyet koşullarıdır. “Anlaşma”, emperyalizmin Oslo anlaşmalarından bu yana sürdürdüğü aldatıcı “İki Devlet” projesini bile rafa kaldıracak şekilde, tüm Filistin topraklarının Siyonist kolonizasyona teslim edilmesini amaçlamaktadır. Uluslararası Sosyalistler Birliği (ISL) bu sapkın sömürgeci saldırıyı kınadığını ilan eder ve Filistin halkını dayanışma ile çevreleyen uluslararası bir kampanya çağrısında bulunur.
- “Anlaşma”, İsrail’in ırkçı ve soykırım devletinin tüm yayılmacı hedeflerini Filistin halkına dayatmayı öngörüyor ve bir Filistin Devleti kurma olasılığını yok ediyor. İşgal altındaki bölgelerdeki İsrail yerleşimlerini tanımayı ve bunların ilhak edilmesini; Ürdün’le olan sınırın tamamı da dahil olmak üzere Batı Şeria’nın% 30’unun işgaline izin veriyor; yalnızca İsrail’in egemenliğine verilen Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyor. Anlaşmanın Filistin için önerdiği ise, “başkenti Doğu Kudüs’ün eteklerinde” bulunacak olan, kendi silahlı güçlerinden arındırılmış ve tamamen İsrail topraklarıyla çevrelenmiş dağınık ve bölünmüş gettoların dağılmasına indirgenecek bir devlet. Üstelik, güvenlik, ekonomi, ulaşım, suya erişim ve tüm diğer ihtiyaçlarıyla tamamen İsrail’e bağımlı olacak bir biçimde! Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (PFLP) politbüro üyesi Marwan Abdulal, Trump’ın söylediklerinin bir barış değil savaş ilanı olduğunu ifade etti.
- Trump ve Netanyahu’nun “Yüzyılın Anlaşması”, 1948’de İsrail Devleti’nin emperyalist koruması altında kurulmasıyla başlayan sömürgeci, ırkçı, soykırımcı etnik temizlik projesini tamamlamayı amaçlıyor. Bu proje, Filistinlilerin Al Nakba (Büyük Felaket) olarak adlandırıldığı gibi 700.000’den fazla insanın evinden atıldığı ve köylerin kıyımdan geçirildiği bir süreçle İsrail kalıcı bir genişleme politikası sürdürdü. Savaşlar, devlet terörü, katliamlar, etnik temizlik ve sömürge yerleşimleriyle Filistin halkına karşı ilerleme sağlandı. Tüm uluslararası yasalar ve BM kararları ihlal edilerek, Filistin toprakları Batı Şeria topraklarının bölünmüş parçalarına indirgendi, İsrail askerleri tarafından askeri olarak işgal edildi, Gazze Şeridi kuşatılmış bir açık hava hapishanesine dönüştürüldü. Bunlarla beraber, İsrail Devleti’ altında yaşayan Arap ve Hıristiyan Filistinlilere, İsrail meclisi Knesset’in İsrail’de kendi kaderini tayin hakkını sadece Yahudi vatandaşlarına tanıdığı yasayı geçirdiğinden bu yana ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldı. “Yüzyılın Anlaşması” nihayetinde emperyalizmin, yıllarca İsrail’i bir sömürge projesi olarak açıkça desteklemek için ortaya attığı “iki devletli çözüm” yalanını terk ettiğinin resmidir.
- İsrail’in kuruluşundan bu yana emperyalizmden aldığı ve Trump’ın bu “Anlaşma” ile onayladığı koşulsuz destek, İsrail devletinin emperyalizmin Orta Doğu’daki sömürge bölgesi olarak oynadığı rolden kaynaklanmaktadır. On yıllar boyunca İsrail, bölgedeki emperyalist ekonomik ve jeopolitik çıkarların tereddütsüz jandarması olarak hareket etti.
- Soykırımcı İsrail devletinin kanlı ilerleyişine ve Filistinlilerin tarihsel FKÖ liderlerinin yanı sıra bölgenin Arap burjuva devletlerinin de teslim alınması, İsrail Devletinin tanınması ve Oslo Anlaşmaları’nda bu yana “İki Devletli” çözümün kabul edilmiş olmasına rağmen Filistin halkı kendisini kahranca savundu ve savunmaya da devam edecektir. Filistin halkı, İntifadalar içinde kendisini mücadeleye adamış nice savaşkan nesil yetiştirdi. 2018’den bu yana binlerce genç Filistinlinin gerçekleştirdiği “Geri Dönüş Büyük Yürüyüşü” bu direncin teslim olmayacağını ispatlıyor.
- ISL, Trump ve Netanyahu’nun “Yüzyılın Anlaşmasını” kınadığını ilan eder. Dünyadaki işçileri, tüm sol ve demokratik örgütleri, Filistin halkını, İsrail’in ve emperyalizmin yeni saldırısına karşı dayanışma ile kuşatmak için uluslararası bir kampanya seferber etmeye ve başlatmaya çağırıyoruz.
- “Yüzyılın Anlaşması” nın “iki Devlet” çözümünün imkansızlığını doğruladığını göstermektedir. Yalnızca İsrail soykırım devletinin yok edilmesi ve tarihi Filistin topraklarının tamamında tek, demokratik, laik ve ırkçı olmayan bir devletin kurulması, Filistin halkının kurtuluşu ve kendi kaderini tayin hakkı ve Ortadoğu’da barış için bir başlangıç noktası olabilir. Buna karşılık, bu sadece Filistin halkının ve bölgedeki Arap halklarının devrimci seferberliği, uluslararası işçi sınıfının dayanışması ve desteği ile mümkün olacaktır. Ve bu, yalnızca anti-kapitalist bir perspektifle Ortadoğu Sosyalist Devletler Federasyonu’nu inşa etmekle kalıcı kılınabilir.
Kahrolsun “Yüzyılın Anlaşması”!
Kahrolsun Siyonist İsrail Devleti!
Tüm mültecilere geri dönüş hakkının tanındığı
Birleşik, demokratik, laik ve ırkçı olmayan bir Filistin!
Özgür bir Filistin için sosyalist bir Ortadoğu!