Peru halkı bir kez daha sokaklarda

Geçtiğimiz 4 Ocak Çarşamba günü, Boluarte hükümetine ve onun keyfi baskılarına karşı ülke genelinde protestolar yeniden başladı. Farklı bölgelerde, bugüne kadar ülke genelinde anayollarda süresiz olarak devam eden 35 yol kapamada ifadesini bulan çeşitli eylemler gerçekleştirildi. Yüksek And bölgesi ve tüm Güney Peru bu sürecin ön saflarında yer aldı ve Arequipa, Cusco, Puno, Ayacucho, vb. yerlerde kitlesel grevler gerçekleştirildi. Ancak ormanlık bölgede ve ülkenin kuzeyindeki Trujillo, La Libertad, Piura’da da önemli eylemler vardı. Lima’da dün gece Plaza San Martin’de 15.000’den fazla kişinin bir kez daha Boluarte’nin istifasını ve kongrenin feshedilmesini talep ettiği kitlesel bir miting gerçekleşti.

Şimdiye kadar onlarca Perulu’nun hayatına mal olan bu halk ayaklanması duracak gibi görünmüyor. Aksine, her şey yeni bir ivme kazanmakta olduğunu gösteriyor. Katılımcıların çoğunluğunun inşaat ve madencilik sektöründe çalışan işçiler, yerel pazarlardaki tüccarlar ve en yoksul bölgelerin kendi halinde sakinlerinden oluştuğu yukarıda adı geçen bölgelerin çoğunda ekonomi, eğitim ve ulaşım faaliyetleri felç olmuş durumda.

Devletin baskı aygıtlarıyla yaşanan çatışmalar münferit olup, en azından şu ana kadar yeni bir can kaybı bildirilmemiştir.

Bölgesel savunma komiteleri, 2000 yılında Alberto Fujimori’nin diktatörlük hükümetinin düşmesine katkıda bulunan büyük toplumsal seferberliğe atıfta bulunarak LIMA’ya yeni bir “4 suyos” yürüyüşü çağrısında bulunuyor.

Boluarte hükümeti olağanüstü hali sürdürmekte ve sadece baskıya, silahlı kuvvetlerin ve güvenlik güçlerinin desteğine dayanarak direnmektedir. Boluarte ülke genelindeki protestoların koordinasyon eksikliğine bel bağlayan ve sallantıda olan bir hükümettir.

Sendika yönetimleri eylemlere sadece katılım sağlamakta ya da dayanışmalarını ifade etmekte, ancak protestoların koordinasyonu ve organizasyonunda rol almakta isteksiz davranmaktadırlar. Merkez sol partiler harekete geçmekte geç kalmakta ve gecikmiş açıklamalar yapmaktadır.

Bu nedenle, mücadele eden tüm kesimlerin katıldığı yeni bir ulusal meclis çağrısını güçlendirmek ve katil Hükümetin düşmesini ve meclisin kapatılmasını sağlayana kadar mücadeleye süreklilik kazandırma sorumluluğunu üstlenmek, Kurucu Meclisi zorlamak ve 1993 Fujimori Anayasasını kesin olarak yenilgiye uğratmak ve aşağıdan gelenlerin, hiç yönetmemiş olanların hükümeti, işçilerin anti-kapitalist ve sosyalist hükümeti olmadan ulaşılması imkansız olan gerçek çözümler yolunda yürümeye başlamak kaçınılmazdır.