Emekçilerin ve gençlerin bozuk düzene isyan ettiği Lübnan’daki gösteriler 17 Ekim’den bu yana devam ediyor. Dinsel ayrışmalara göre şekillenen Lübnan burjuva politik düzeni boğazına kadar yolsuzluğa batmış haldeyken Lübnan gençliği buna daha fazla tahammül edemezdi. Hayat pahalılığı, işsizlik ve geleceksizlik sarmalındaki gençler bozuk düzene isyan ettiklerinden beri Lübnan sallanmaya devam ediyor. İlk sarsıntılarda Lübnanlı oligarklardan Suudların adamı başbakan Hariri önderliğindeki hükümet istifa etmişti. Şimdi 3 aydan sonra yeni bir hükümet kuruluyor, ama düzen aynı düzen, partiler aynı partiler… Eylemcilerin yatışması söz konusu bile değil, tersine bir başka yolsuz hükümetin kurulması eylemcileri sadece teşvik edebilir.
Lübnan’da değişen hiçbir şey yok. Bu yüzden protestoların aylar içerisinde dinmesi beklenirken Lübnan emekçi-gençlik hareketi geri çekilmiyor. İşte bu yüzden iyice asabı bozulan burjuva düzenin yiyicileri eylemcilere karşı kullandıkları sertlik dozajını son haftalarda arttırdılar. Bozuk düzenin en kirli isimlerinden birisi olan Cumhurbaşkanı Michel Aoun, ordu ve güvenlik komutanlarını göreve çağırarak, önceki gece güvenlik güçleri ile protestocuların çatıştığı başkent Beyrut’un merkezindeki “huzuru” geri getirmelerini istemişti. Sokaklara salınan polis ve askerlerin kullandığı yoğun şiddet yüzünden gözaltı ve yaralıların sayısında ciddi artış yaşanıyor.
Eylemciler hepsi gitmeli şiarıyla Lübnan’daki köklü değişim istemini vurgularken bir yandan da en büyük öfkeyi bankalara karşı gösteriyorlar. Eylemciler büyük çoğunlukla örgütsüz olsalar da kapitalistlere ve bankerlere karşı muazzam bir öfke var. Dinsel cemaatlerin politik elitleri ve kapitalistleri topyekün hedefteler.