AKP iktidarının himayesindeki İslamcı silahlı örgütler, Ağustos ayı boyunca İdlib’in güneyinde Suriye ordusu karşısında bozguna uğradılar. Rus hava ve istihbarat desteği eşliğinde Suriye ordusu, Han Şeyhun, Lataminah, Morek, Kefr Zita gibi kritik ilçeleri kuşatma altına almak üzereyken TSK’nın son umut İslamcı grupları kurtarmak istemesi, TSK ile sıcak çatışma ihtimallerini gündeme getirdi.
Bu çabalardan ilki Morek ilçesi yakınlarındaki TSK gözlem noktasına ek olarak TSK’nın kuzeydeki Han Şeyhun‘da da gözlem noktası oluşturma çabasıydı. Böylelikle Suriye ordusunun ilerleyişinin önüne geçilecek ve bahsi geçen ilçeler TSK’nın koruması altına girmiş olacaktı. Bu hamleyi engellemek için Suriye Ordusu, TSK konvoyuna öncülük eden silahlı İslamcılarla dolu araçları vurarak TSK konvoyunu daha kuzeydeki Maaret el Numan‘da durmaya zorladı. TSK bombardımanda 3 sivilin yaşamını yitirdiğini duyururken muhalif kaynaklar ölenlerden birisinin Afrin’den gelen İslamcı Faylak El Şam grubunun liderlerinden birisi olduğunu açıkladılar.
Bazı kaynaklar TSK konvoyunun yakınını bombalayan uçakların Rusya’ya ait olduğunu iddia ettiler. Bundan sonra yaşanan kritik gelişmede ise konvoyu korumaya giden TSK’ya ait bir F-16 savaş uçağı Suriye sınırının 40 km içerisinde Rusya’ya ait iki Sukhoi tarafından engellendi ve geri dönmeye zorlandı. Böylelikle AKP’nin İdlib’in güneyinde İslamcı çetelerin imdadına yetişme çabaları boşa çıkmış oldu. Ayrıca TSK’nın Morek yakınlarındaki gözlem noktası da kuşatıldı ve anlamsız bir duruma düştü. Bütün bu hassas operasyonlar Rusya’nın arabulucuğuyla kontrol dışına çıkılmadan hallediliyor.
Neticede:
1) İdlib’in güneyindeki kritik bölge Suriye ordusunun eline geçti. İslamcı grupların savunma hatlarının kırıldığı görüldü.
2) Suriye ordusu İslamcılar karşısında Rusya’nın hava desteği ile ilerleme kapasitesinde olduğunu kanıtladı. Şayet şu sıralar ateşkes ilan eden Rusya çark etmezse Suriye ordusu ilerlemesini İdlib istikametinde sürdürecektir. İslamcıların Afrin bölgesine sürülmesinin emareleri görünmüştür.
3) İdlib konusunda ağırlığını koyan Rusya, RTE’ye o bölgede esas patronun Putin olduğunu gösterdi. Rusya-Türkiye arasındaki yakınlaşmanın ne kadar kaygan bir zemin üzerinde durduğu belli oldu. Rusya’ya giden Erdoğan İdlib’de işler istediğimiz gibi değil diyerek durumu kabullenmiş bir görüntü çizdi ve bir anlamda Putin’in üstünlüğünü kabul etti.
4) Rusya ve ABD arasındaki çelişkilerden yararlanarak Suriye’de istediğini almak isteyen AKP dış politikasının sınırlılığı gözüktü. Rojava‘da ABD’nin frenlediği AKP’ye İdlib’de de Putin ayarı geldi.
5) AKP iktidarı, Güney İdlib’in düşmesini engellemek için imkanlarını zorlamaya çalıştı. Askeri alanda yapacaklarının sınırı ortaya çıktı.
6) Suriye ordusunun ilerlemesi ile sınıra doğru mülteci akını başladı. AKP bu akını operasyonları engellemek için kullanmaya çalışıyor.
7)İran‘ın kritik İdlib operasyonunda sahada olmadığı gözüktü. Daha önceki çatışmalarda Suriye ordusunun ilerlemesini sağlayan İran disiplinindeki Hizbullah ve Şii milis kuvvetlerinin sahada olmaması Suriye ordusu için ciddi bir yavaşlama sebebi. İran ile Rusya’nın özellikle Suriye’deki İran yanlısı hedeflere İsrail saldırıları yüzünden ayrılık yaşadığı bildiriliyor, Zira Suriye hava sahasını kontrol eden Rusya’nın İsrail savaş uçaklarını engellememesi İran için geri çekilme sebebi olarak görülüyor.